En bilinen kahraman tiplemesi dayak yiyen ama yine de yıkılmayan karakterdir. Başlarına o kadar şey gelir, ama yine de yenilmezler. Ya intikam için ya da sevdikleri birini kurtarmak için canlarını dişlerine takar, silahların önüne atarlar bedenlerini. Şimdi bu alışageldik kahraman tipine yepyeni bir örnek katılıyor: Nathan!

San Diego bankasının müdür yardımcısı olan otuz yaşındaki Nathan; ciddi, çalışkan, duyarlı, müşterilerine karşı nazik, yardımsever standart bir adamdır. Çok arkadaşı yok, sosyal değil, gözlerden uzak yaşamı sever çünkü genetik bir hastalığı vardır: acı nedir soğuk nedir sıcak nedir bilmez, bilemez! Bu genetik hastalığı ilk başta süper bir güç gibi görünse de özel yaşamda böyle olmadığını çünkü katı bir şeyler yerse dilinin kopacağını düşünür.
En yakın dostu yüzünü bile görmediği sadece bilgisayarda oyun oynadığı arkadaşı Roscoe’dur. Nathan aynı bankada çalıştığı Sherry adında genç bir kadını beğense de iletişim kurmakta çok zorlanır. Bir kahve kazasının ardında Nathan!la Sherry bir şekilde yakınlaşırlar ve Nathan daha önce hiç kimseye göstermediği dövmesini Sherry'ye gösterir. Sherry'de ''Herkes bir şeyler saklar, bunları paylaşacağımız birilerini ararız'' deyince Nathan aşık olduğu Sherry'ye karşı bambaşka biri olur, öz güven kazanarak adeta hep yeni biri olur. Noel zamanı bir banka soygununda soyguncular Sherry'yi rehine alırlar ve Nathan öz güveniyle hırsızların peşine düşünce soyguncular Nathan'ın genetik bozukluğunu keşfedip onu bir silaha dönüştürürler. Nathan böylelikle bedeninin ve zihninin sınırlarını zorlamaya başlar.
Aşkı uğruna insan neleri göze alır?
Nathan’ın başına gelmedik kalmaz; kanar, yanar, kesilir, çivilenir. Aksiyonun, gerilimin dışında film evrensel sorular da sorar: Aşkı uğruna insan neleri göze alır?

Farklı dövüş sahneleri farklı mizah duygusu sergiler: mutfakta her türlü mutfak gereciyle dövüş, işkence, araba takibi sahnelerinin koreografileri başarılıdır. Yönetmenler aksiyon-komedi-gerilim-gore türleri arasındaki dengeyi iyi kurmuşlardır. Nathan’ı The Boys dizisinden, Oppenheimer, Kusursuz Arkadaş filmlerinde izlediğimiz Meg Ryan ile Dennis Quaid’in oğlu Jack Quaid başarıyla yorumlar. Çekimden önce yönetmenler Quaid’in Cehennem Silahı 1 ve 2, Zor Ölüm, Kaynar Sıcak, Gün Doğmadan filmlerini izlemesini istediler.
Kaynak: Cumhuriyet
Opmerkingen