Hem Sanatsal Hem de Toplumsal Bir Duruş: ''Neden Kedi?''
- Mustafa Kaan KARACA
- 20 saat önce
- 2 dakikada okunur
ArtContact İstanbul Çağdaş Sanat Fuarı, farklı kuşaklardan üç önemli kadın sanatçıyı, Özge Gökbulut Özdemir, Nur Gökbulut ve Tomur Atagök'ü, "kedi" imgesi etrafında buluşturuyor. Bu özel birliktelik, hem sanatsal bir ifade hem de toplumsal bir duruş önerisi sunuyor.

Özge Gökbulut Özdemir'in 15 Kasım 2024'te açılan "Bir Sokak Kedisi" sergisinden doğan projesi, fuarda "Neden Kedi? Neden: Kedi" başlığıyla izleyici karşısında. Özdemir'e göre kedi, artık sadece bir hayvan değil; direncin, özgürlüğün ve dışlanmışlığın sembolü. Proje, özellikle sokak hayvanlarına yönelik şiddet olaylarının gölgesinde bir ses, bir vicdan çağrısı olmayı amaçlıyor. Kedi imgesinin bu yılki önemi, 2025 İstanbul Bienali'nin teması olan "Üç Ayaklı Kedi" ile de pekişiyor. Özdemir'in sergisi, bienalden çok daha önce bu temaya dikkat çekerek sanatsal bir sezgiyle ön alıyor.
"Kedi Kızlar": Gerçeklik mi, Yansıma mı?
Serginin dikkat çeken bir diğer eseri, Nur Gökbulut'un "Kedi Kızlar" başlıklı metni. Bu metin, günümüz kadın temsillerini sorgulayan sert ama şiirsel bir eleştiri içeriyor. Gökbulut, her kedinin doğası gereği özgün, doğal ve kendi sınırlarını çizen bir karakter taşıdığını belirtirken, popüler kültürün etkisiyle bu doğallıktan uzaklaşan bazı kadın temsillerine odaklanıyor. Yapay güzellik algılarının ve sosyal medya estetiklerinin yönlendirdiği kadın kimliğini sorgulayan Gökbulut, "kediye özenen ama kedi olamayan" kadınları ele alıyor ve "kedi kızlar"ın doğallıkla değil, onaylanma arzusu ve ilgi beklentisiyle var olmaya çalıştığını ifade ediyor.
Feminist Belleğe Vefa
Sergide ve fuarda üçüncü durak, kısa süre önce kaybettiğimiz değerli sanatçı, akademisyen ve müzeci Prof. Dr. Tomur Atagök. ArtContact İstanbul tarafından verilen "Sanatçı Onur Ödülü", sadece bir kariyer anısı değil; bir kuşağın, özellikle kadın sanatçıların belleğini onurlandırma çabası. Atagök, özellikle 1980'lerden itibaren kadın kimliği, beden politikaları ve çağdaş müzecilik konularında öncü işlere imza attı. Kadın bedenini bir anlatı zemini olarak kullanan eserleri, sadece sanatsal değil, aynı zamanda sosyal eleştiri olarak da okunabilir. Yıldız Teknik Üniversitesi'nde Sanat ve Tasarım Fakültesi'nin kuruluşunda yer alarak eğitim alanında da kalıcı izler bırakan Atagök, Türkiye'de bir "Kadın Müzesi" fikrini gündeme taşıyan ilk isimlerden biri olarak, sanatla olduğu kadar bellekle, tarihle ve gelecek vizyonuyla da ilgilendi. Bu ödül, onun çok katmanlı katkılarına gecikmiş bir saygı duruşu niteliği taşıyor.
Üç Kadın, Üç Katman, Ortak Bir Soru: "Neden Kedi?"
Özge Gökbulut Özdemir'in doğayı, Nur Gökbulut'un bedeni ve Tomur Atagök'ün belleği temsil ettiği bu üçlü yapı, kadın sanatçılar arasında kuşaklararası bir diyalog örneği sunuyor. Her birinin işlerinde ortak olan ana soru ise "Neden kedi?" Ve bu soruya verilen en yalın ve sarsıcı cevap yine aynı biçimde yankılanıyor: "Neden: Kedi." Bu sergi, kedi imgesi üzerinden sanatsal, toplumsal ve kişisel pek çok katmanı bir araya getirerek izleyicileri derin bir düşünsel yolculuğa davet ediyor.
(Ters Piramit Tekniği ile Düzenlenmiştir.)
Kaynak: Cumhuriyet
Comments