Türkiye'de konaklama tesislerinin güvenliği, özellikle son dönemde meydana gelen üzücü olayların ardından hem kamuoyunun hem de sektör temsilcilerinin öncelikli konularından biri haline geldi. Otel ve diğer turizm tesislerinde yaşanan yangınlar, bu alanlardaki denetim mekanizmalarının yeterliliği konusunda ciddi endişeler yaratıyor.

Turizm tesislerinin standartlarını belirleyen temel düzenleme, Turizm Tesislerinin Niteliklerine İlişkin Yönetmelik'tir. Bu düzenleme, otellerin sahip olması gereken fiziksel ve işletmecilik kriterlerini belirlerken, denetim yetkisini büyük ölçüde Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bırakmaktadır.
Ancak, yangın güvenliği gibi hayati konular, belediyelerin itfaiye birimleri ve ilgili yerel yönetimlerle paylaşılmaktadır. Bu durum, yetki karmaşasına sebep olarak denetim süreçlerinin yeterince etkin şekilde yürütülmesini zorlaştırmaktadır.
YETERSİZLİK VE YAŞANANLAR
Son yıllarda yaşanan otel yangınları, denetim mekanizmalarındaki eksiklikleri bir kez daha ortaya koydu. Özellikle Bolu Kartalkaya’da meydana gelen yangında 79 kişinin hayatını kaybetmesi, sektördeki güvenlik açıklarını ve denetim yetersizliklerini gündeme getirdi. Üstelik, bu tesisin yangın güvenlik belgesine sahip olduğu belirtilmesine rağmen, alınan tedbirlerin gerçekten yeterli olup olmadığı konusunda ciddi soru işaretleri bulunuyor.
PEKİ EKSİKLER NELER?
Günümüzde birçok otelde, yangın güvenliği sertifikasının alınmasının yeterli olduğu düşünülüyor ve bu belge alındıktan sonra düzenli denetimler gerçekleştirilmiyor. Oysa otellerin, alarm ve yangın söndürme sistemleri, dumana ve ateşe duyarlı malzemeler, acil çıkış planları ve personel eğitimleri gibi kritik konularda sürekli olarak kontrol edilmesi gerekiyor. Ancak uygulamada, bu süreçler çoğu zaman göz ardı ediliyor ya da yüzeysel denetimlerle geçiştiriliyor. Ülke genelinde yapılacak kontroller için standartlar belirlenmeli ve denetimler, tesislerin büyüklüğü, konumu, imkanları, fiziki yapısı ve inşa edildiği yıl gibi faktörler dikkate alınarak gerçekleştirilmelidir.
BU DURUMA KARŞIN NELER YAPILABİLİR?
Benzer trajedilerin önüne geçmek için denetim süreçleri sıkılaştırılmalı ve gerçek anlamda caydırıcı yaptırımlar hayata geçirilmelidir. Öncelikle, denetimlerin yalnızca belge kontrolüyle sınırlı kalmayıp saha incelemeleriyle desteklenmesi büyük önem taşıyor. Ayrıca, denetimden geçen tesislerin belirli aralıklarla yeniden kontrol edilmesi sağlanarak eksikliklerin giderildiği teyit edilmelidir. Mevcut durumda, turizm sezonunun yaklaşması nedeniyle birçok tesis gerekli düzenlemeleri yapma konusunda zaman sıkıntısı yaşasa da bu durum, güvenlikten taviz verilmesi için bir gerekçe olamaz. Eksiklikleri bulunan tesislere belirli süreler tanınmalı, ancak ciddi ihmal tespit edilenler geçici süreyle faaliyet dışı bırakılmalıdır.
Turizm sektöründe güvenlik, yalnızca misafirler için değil, çalışanların can güvenliği açısından da hayati önem taşımaktadır. Ancak bugüne kadar görüldüğü üzere, kapsamlı denetimlerin yapılması genellikle büyük felaketlerin ardından gündeme gelmektedir. Oysa, reaktif bir yaklaşım yerine proaktif bir bakış açısı benimsenerek, olası tehlikeler henüz gerçekleşmeden önlem alınmalıdır. Aksi takdirde benzer faciaların yaşanması kaçınılmaz olacaktır.
Comments