LGS Öğrencilerine Tavsiyeler: Başarı Çok Boyutlu Bir Kavramdır!
- Tuğçe VURKIROĞLU
- 6 Haz
- 3 dakikada okunur
Bahçeşehir Koleji Psikolojik Danışma ve Rehberlik Bölümü Direktörü Sibel Durak, 15 Haziran'da gerçekleştirilecek Liselere Geçiş Sınavı (LGS) öncesinde, ilk kez büyük bir merkezi sınav deneyimi yaşayacak Alfa kuşağı öğrencileri ve aileleri için geri sayımın başladığını vurgulamış; geleneksel sınav odaklı başarı tanımının, bu neslin yaratıcı potansiyelini tam olarak yansıtamama ihtimaline dikkat çekmiştir. Durak, "Ailelerin bu kuşağın doğasını iyi tanıması, başarıyı çok boyutlu bir kavram olarak değerlendirmesi ve çocuklarının bireysel ilgi ve yeteneklerine göre gelişim göstermelerine destek olması büyük önem taşır" dedi.

Alfa Kuşağı Olan Bu Öğrencilere Dikkatli Davranmak Gerekir!
LGS sınavına sayılı günler kala, öğrencilerde olduğu kadar velilerde de kaygı seviyesi yükseliyor. 2011 doğumlu Alfa kuşağı öğrencilerinin, ilk kez böylesine kapsamlı bir akademik değerlendirmeyle karşı karşıya kalacaklarını göz önünde bulundurarak, Bahçeşehir Koleji PDR Bölümü Direktörü Sibel Durak, bu neslin teknolojiyle iç içe büyümüş, çoklu zeka alanlarında gelişmiş, sorgulayıcı ve yaratıcı düşünmeye yatkın bireylerden oluştuğunu vurgulayarak, ailelerin öğrenme ve başarı anlayışlarını bu kuşağın özelliklerine göre uyarlamalarını tavsiye etti. Durak,
“Geleneksel sınav temelli başarı anlayışı, bu neslin potansiyelini tam olarak yansıtmakta yetersiz kalabilir. Alfa kuşağı için başarı; yalnızca yüksek not almak ya da sınav kazanmak değil, anlamlı işler üretmek, ilgi duyduğu alanlarda derinleşmek ve sosyal katkı sağlayabilmektir. Ailelerin bu kuşağın doğasını iyi tanıması, başarıyı çok boyutlu bir kavram olarak değerlendirmesi ve çocuklarının bireysel ilgi ve yeteneklerine göre gelişim göstermelerine destek olması büyük önem taşır" dedi.
Motivasyon Çok Önemli!
Sınavlara az süre kala çocuklarda gözlemlenen stres artışına dikkat çeken Durak, ebeveynlerin sergileyeceği sakin, anlayışlı ve destekleyici tutumun, bu stresi sağlıklı yönetmeye katkıda bulunacağını ifade etti. "Elinden gelenin en iyisini yapman yeterli" yaklaşımının, baskıcı değil, motive edici bir tutum olduğunu vurgulayan Durak, sözlerine şöyle devam etti:
“Ayrıca, çocuğun çabasını takdir etmek ve onun sadece sınav sonucuyla değil, sürece olan emeğiyle de değerli olduğunu hissettirmek önemli. Çünkü sadece sonuca değil, çocuğun gösterdiği çabaya odaklanmak, onun kendine duyduğu güveni pekiştirirken, baskı kurmak ya da kıyaslama yapmak bu güveni zedeleyebilir." Ailelerin yüksek beklentilerinin çoğu zaman iyi niyetli bir motivasyon kaynağı gibi görünse de çocuğun psikolojik yükünü artırdığını belirten Durak, “Aşırı beklenti, çocukta değerli olabilmek için başarılı olmak zorundayım! düşüncesini tetikleyerek kaygı düzeyini yükseltebilir. Bu algı, sadece akademik değil, duygusal ve sosyal gelişim açısından da uzun vadede olumsuz sonuçlar doğurabilir. Çocuğun başarısını sadece sınavla ölçmek, onu bir birey olarak anlamaktan uzaklaştırır. Bu nedenle ebeveynlerin gerçekçi ve bireysel farklılıklara saygı duyan bir tutum benimsemesi büyük önem taşıyor" dedi.
Kaygıyı Tümüyle Ortadan Kaldırmak Değil Belirli Bir Düzeyde Tutmak Önemli!
Uzman Durak, velileri bilgilendirerek sınav öncesi çocuklarda yaşanan heyecanın doğal ve beklenen bir süreç olduğunu, hatta belirli seviyede heyecanın odaklanmayı güçlendirdiğini ve dikkatin dağılmasını önlediğini vurgulamıştır. Durak, şunları söyledi: “Bu noktada en önemli amaç, kaygıyı tümüyle ortadan kaldırmak değil kaygıyı belli bir düzeyde tutmak olmalı. Bunun için de öncelikle çocuklarınızı sadece dinleyin, kaygılı düşüncelerini ifade etmelerine fırsat verin. Umut verici cümleler kurun. Unutmayın, anne-babanın doğal ve rahat tavrı doğrudan çocuğa yansır."
Duygusal Destek En Güçlü Hazırlıktır!
Çocuğun heyecanını azaltmak amacıyla kullanılan "Heyecanlanma", "Heyecanlanacak bir şey yok" gibi ifadelerin, beklenmedik bir şekilde heyecanı artırabileceğini belirten Durak, ebeveynlere aşağıdaki tavsiyelerde bulundu:
"Duygusal destek, en güçlü hazırlıktır. Çocuğunuza her durumda yanında olduğunuzu hissettirin. Sınavı hayatın tek belirleyicisi gibi göstermeyin. Unutmayın, bu sadece bir sınav. Çocuğunuzu sadece sonuçla değil, süreçteki emeğiyle değerlendirin. Onun çabasını ve gayretini takdir edin. Çocukların rutinini bozmamaya özen gösterin. Kıyaslamadan kaçının; her çocuk özeldir. Çocuğunuzu başkalarıyla kıyaslamak yerine onun kendi potansiyelini keşfetmesine izin verin. Alfa kuşağının potansiyelini sadece akademik ölçütlerle değerlendirmeyin. Onların yaratıcılığını ve farklı ilgi alanlarını destekleyin."
Düz Piramit
Kaynak: DHA
Comments