Magna Carta Olduğu Bilinmiyordu!
- Mustafa Kaan KARACA
- 16 May
- 1 dakikada okunur
Harvard Üniversitesi’nin Kütüphanesinde Bulunan Eserin Değerli Olduğu Sonradan Anlaşıldı.

Eser İkinci Dünya Savaşı’nın ardından 27,50 dolara satın alınan silik, su lekeli bir el yazması, 1946 yılından bu yana Harvard Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin kütüphanesinde bulunuyordu. Ancak İki İngiliz tarihçi, Latince “Büyük Özgürlükler Sözleşmesi” anlamına gelen Magna Carta Libertatum’un (kısaca Magna Carta) sonradan üretilmiş bir kopyası olduğu düşünülen bu lekeli el yazmasının paha biçilemez bir orijinal olduğunu ortaya çıkardı. Eser Dünya’nın en önemli el yazması özelliğini taşıyor.
İçerisindeki Bilgiler Yasaların Parçası
Canterbury Başpiskoposu Kardinal Stephen Langton tarafından kaleme alınan bireyin hak ve özgürlüklerini koruma altına alan ilk belge olma özelliği taşıyan eser zamanla dünyanın dört bir yanındaki demokrasilerin temelini oluşturan bir metin haline geldi. Magna Carta’nın çok sayıdaki maddesi hem İngiltere’de hem de birçok ülkede yasalarının bir parçası olmayı sürdürüyor.
Magna Carta Olduğu Anlaşılmamıştı
Harvard’ın 1946 yılında Sotheby’s Müzayede Evi’nde yapılan bir müzayededen satın aldığı belgenin ise gayrı resmi bir replika olduğu düşünülürken King’s College Londra ve East Anglia Üniversitesi’nden araştırmacıların gerçekleştirdiği bir analizde, belgedeki yazıların orjinal metinle uyumlu olduğu ortaya çıktı.
Magna Carta’yı Bulacağını Asla Düşünmüyordu
Prof. Dr. David Carpenter, Harvard’daki belgeye Aralık 2023’te tesadüfen denk geldiğini söyleyerek:” Hayatım boyunca bir Magna Carta keşfedeceğimi ummuyordum. Bu olağanüstü bir keşif. Harvard’ın Magna Carta’sı soluk ve lekeli bir kopya değil. Anayasa tarihinin en önemli belgelerinden biri; geçmişte ve günümüzde sahip olunan ve gelecekte kazanılacak olan özgürlüklerin temel taşı. Bu nedenle de övülmeyi hak ediyor” ifadelerine yer verdi.
(Kum Saati Modeliyle Yazılmıştır)
Kaynak: daisynews6
Comments