Son dönemde, yemek sırasındaki vücut duruşunun iştah ve sindirim üzerindeki olası etkilerine dair paylaşımların sıklığı dikkat çekmektedir. Bacakların karına çekilerek uygulanan yemek yeme yönteminin, karın bölgesine baskı yaparak mide kapasitesini etkileyebileceği ve iştahı azaltabileceği yönünde deneyimlere rastlanmaktadır. Ancak bu iddianın bilimsel bir temeli olup olmadığı sorusu önem arz etmektedir. Diyetisyen Gülçin Işık ile hem yemek yerken benimsenen oturma pozisyonunun iştah üzerindeki etkisini ele aldık.

Kilo Almayı Engeller mi? Yeni Diyet Yöntemi!
Diyetisyen Gülçin Işık, oturma pozisyonunun iştah üzerindeki etkisine dair bilimsel bir kanıt bulunmadığını, ancak psikolojik ve fizyolojik etkilerinin olabileceğini belirtmiş ve bu olası etkileri üç grupta sınıflandırmıştır. Söz konusu oturuş şekli; karın bölgesine baskı uygulayabilir, farkındalığı artırabilir ve sinir sistemini etkileyebilir.
Gülçin Işık, abdominal bölgeye uygulanan eksternal baskının, özellikle bacakların karına doğru çekilmesiyle oluşturulan hafif basınç ile mide hacminin azaltılabileceğini ve bu sayede geçici bir tokluk hissinin sağlanabileceğini belirtmiştir. Ancak bu etki mekanizmasının geçici olduğunu vurgulamıştır. Midenin doğal olarak elastik ve genişleyebilir bir organ olduğunu, besin alımıyla hacminin arttığını ve bu nedenle dışarıdan uygulanan baskının midede mekanik bir sıkışma hissi yaratabileceğini açıklayan Işık, bunun kısa süreli ve geçici bir tokluk hissiyle sonuçlanacağını ve uzun süreli bir etki göstermemesinin nedenini şu şekilde açıkladı:
"Çünkü mide; yeme sürecini içsel mekanizmalarla sağlar. Gerçek tokluk hissi, mide duvarının gerilmesi ve beyne giden hormon sinyalleriyle olur. Bu yüzden sadece dışarıdan yapılan bu baskının iştah kontrolü sağladığını söyleyemeyiz.”

Yemek yeme hızımızı etkiliyor.
Kontrollü ve daha az açık bir oturma düzeninin, yemek yeme anında farkındalığı artırdığı, dik oturma yerine içe dönük bir duruşun ise beden farkındalığını geliştirerek yemek yeme hızını azaltabileceği belirtildi.
Tokluk Duygusunu Harekete Geçiriyor.
Bu oturma pozisyonlarının beden farkındalığını artırarak, kişinin kendini daha gergin, kısıtlı veya rahatsız hissetmesine ve dolayısıyla bilinçaltı düzeyde beslenme davranışlarında değişikliğe yol açabileceğine dair bulgular mevcuttur; ayrıca şunları da ekledi:
"Rahatsız bir oturuş pozisyonu, farkında olmadan yemek yeme hızını düşürebilir. Ayrıca beynin tokluk sinyallerini daha hızlı algılamasına yardımcı olabilir. Bu şekilde yemek yemek, iştah üzerinde psikolojik bir bariyer oluşturur. Kendi vücuduna daha fazla odaklanmak, otomatik yeme alışkanlıklarını azaltabilir.”

Ayırt Edilmeli: Duygusal Açlık mı? Fiziksel Açlık mı?
Işık, söz konusu etkinin gücü ve araştırma düzeyiyle ilgili bilimsel verilerin sınırlı olduğunu belirterek, bireylerde psikolojik veya fiziksel iştah azaltıcı bir etki oluşabileceğini, ancak bu etkinin herkeste belirgin olmayabileceğini ifade etmiştir.
Bununla birlikte, etkinin kişiden kişiye değişiklik gösterebileceğini, bazı bireylerde gözlenirken bazılarında hiçbir etki yaratmayabileceğini de ekleyen Işık, sağlıklı beslenmede iştah kontrolünün en kalıcı ve bilimsel yöntemlerinin; yeterli protein, lif ve su alımı, yeme hızının kontrolü ve duygusal açlıkla fiziksel açlığın ayrımının yapılması oldukça önemlidir.
Yeme Ataklarını Nasıl Engelleriz?
Gülçin Işık, söz konusu oturma biçiminin iştah bastırmada kesin bilimsel kanıt bulunmadığını, etkisinin daha çok psikolojik veya geçici fizyolojik olabileceğini belirtmiş ve iştah kontrolü için izlenebilecek yöntemleri açıklamıştır.
Sürekli açlık hissi ve iştah kontrolünde zorluk yaşıyorsanız, küçük değişikliklerle iştahınızı kontrol altına alabilir ve yeme ataklarını önleyebilirsiniz.
Comments