Pasifik Okyanusunun Derinliklerinden Yükselen Sır!

ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA) tarafından yapılan son keşif, İkinci Dünya Savaşı'nın Pasifik cephesinin derinliklerinde yatan bir sır perdesini araladı. 19-20 Nisan tarihlerinde gerçekleştirilen bir denizaltı keşif görevi sırasında, 1942'de Midway Muharebesi'nde batan ünlü uçak gemisi USS Yorktown'ın enkazında, görenleri hayrete düşüren bir bulguya rastlandı: Tam 80 yıldır okyanusun 3 bin metre derinliğinde yatan geminin kıç güvertesinde, 1940 model bir Ford Super Deluxe Woody!

Robert Ballard'ın 1998'deki keşfinin ardından ilk kez bu kadar detaylı bir inceleme fırsatı bulan NOAA uzmanları, geminin metal yorgunluğuna rağmen şaşırtıcı derecede iyi korunmuş olan enkazında, belirgin hatlarıyla dikkat çeken siyah bir Ford Woody otomobil tespit etti. Aracın ön plakasında okunan "SHIP SERVICE" ibaresi ise, bu klasik otomobilin resmi bir amaca hizmet ettiği söylenebilir.

Ford Super Deluxe Woody, akıllara bu nadir bulunan aracın kimin malı olduğunu ve neden bir savaş gemisinde olduğu sorularını getiriyor. İhtimaller arasında, USS Yorktown'un o dönemki komutanı Elliott Buckmaster ya da Görev Gücü 17'nin lideri Amiral Frank Fletcher'ın kişisel aracı olabileceği spekülasyonları yapılıyor. Ancak, bu türden özel araçların savaş gemilerinde taşındığına dair herhangi bir resmi kaydın bulunmaması, olayı daha da gizemli hale getiriyor.

USS Yorktown, 4 Haziran 1942'de iki Japon torpidosuyla ağır hasar almıştı. Onarımı planlanırken, 6 Haziran'daki ikinci bir saldırı gemiyi tamamen işlevsiz bıraktı ve ertesi gün Pasifik'in derin sularına gömüldü. Şimdi ise, bu trajik sonun yaşandığı geminin güvertesinde bulunan 80 yıllık Ford Woody, o günlere dair yeni bir merak uyandırıyor.

NOAA uzmanlarının ilk incelemeleri, krom detayları, karakteristik dikdörtgen camları ve çift parçalı ön camıyla otomobilin kesinlikle 1940 veya 1941 model bir Ford Woody olduğunu doğruluyor. Peki, bu değerli klasik otomobil neden gemiden tahliye edilmedi? Savaşın karmaşası içinde mi unutuldu, yoksa başka bir sebebi mi vardı?

Kaynak: Cumhuriyet