Yediklerimiz Sadece Midemizi değil Psikolojimizide Rahatsız Ediyor!
- Tuğçe VURKIROĞLU
- 23 Mar
- 2 dakikada okunur
Beslenme alışkanlıklarımız, fiziksel sağlığımızın yanı sıra ruhsal sağlığımızı da doğrudan etkilemektedir. Sağlıklı bir beslenme düzeni, depresyon ve anksiyete riskini azaltırken, bilinçsiz tüketim psikolojik sağlığımızı olumsuz etkileyebilir. Besinler ile ruh sağlığı arasındaki güçlü ilişkiyi göz ardı etmemek gerekmektedir.

Beslenme Ve Ruhumuz Arasında ki Bağ Nedir?
Bitter çikolata tüketimi sonrasında iyileşen ruh halinizi gözlemlediniz mi? Veya yoğun iş temposunu takiben işlenmiş gıdaların tüketiminin ardından yorgunluk ve huzursuzluk yaşadınız mı? Beslenme alışkanlıklarının bedensel sağlığımız kadar ruhsal durumumuzu da belirgin biçimde etkilediği bilimsel verilerle desteklenmektedir. Peki, besinlerin psikolojimiz üzerindeki etkisi nasıl değerlendirilmelidir?
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Beslenme ve Diyetetik Bölümü Beslenme Bilimleri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevra Koç ile beslenme ve ruh sağlığı arasındaki ilişkiyi inceledik.
"Karbonhidratlar beyin için birincil enerji kaynağı… Ruh halini ve uyku düzenini düzenlemeye yardımcı olan serotonin üretimi için de çok önemli."
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Beslenme ve Diyetetik Bölümü Beslenme Bilimleri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevra Koç
Depresyon Ve Anksiyeteye iyi gelen Beslenme Tipi!
Prof. Dr. Koç, beslenmenin ruhsal sağlık üzerindeki önemli rolünü vurgulayarak cümlelerine başladı “Son yıllarda yapılan araştırmalar, beslenme alışkanlıklarının psikolojik durumumuzu ve bilişsel fonksiyonlarımızı nasıl etkilediğini gösteriyor. Beslenmede yapılan değişikliklerin bireylerin mental sağlığını etkilediği bildiriliyor” dedi.
Prof. Dr. Koç , “Daha fazla meyve, sebze, tam tahıllar, yağlı tohumlar ve balık tüketimi ile karakterize edilen Akdeniz diyeti, daha düşük depresyon ve anksiyete riski ile ilişkilendiriliyor” diyerek çözümü bizlere aktardı.
Akdeniz tipi beslenmenin, nörolojik fonksiyon ve stres yönetimine katkıda bulunan temel yağ asitleri, vitaminler ve antioksidanlar açısından zengin olduğunu belirten Prof. Dr. Koç, “Akdeniz diyetini uygulamanın yaşa bağlı beyin atrofisini önemli ölçüde azaltabileceği belirtiliyor” dedi.
Aynı Zamanda, işlenmiş gıdalar, rafine şekerler ve trans/doymuş yağlar yönünden zengin bir beslenme düzeni, duygudurum bozuklukları riskini arttırmaktadır.

Fazla Şeker bünyeye zarar! Her anlamda!
Rafine şekerlerin aşırı tüketiminin ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkilerinin olduğu uzun süredir bilinmektedir. Prof. Dr. Koç'un “Yüksek şekerli diyetler kan şekeri seviyelerinde dalgalanmalara yol açarak ruh hali değişimlerine, sinirliliğe ve yorgunluğa neden olabiliyor. Ayrıca, şeker alımı, depresyon ve anksiyete bozukluklarında rol oynayan artan inflamasyon ve oksidatif stres ile bağlantılı. Yüksek şeker tüketiminin daha yüksek depresyon riski ile bağlantılı olduğu çalışmalarda da gösteriliyor.” diyerek bizlere her şeyi anlatıyor.
Asitli İçecekler sadece bağırsağı rahatsız etmiyor!
Asidik gıdaların ve içeceklerin sık tüketimi, dolaylı yoldan bağırsak sağlığı aracılığıyla ruh halini etkileyebilir.
Prof. Dr. Koç:
“Aşırı işlenmiş, asidik içeriğe sahip besinler, bağırsak mikrobiyotasını olumsuz etkileyerek mental sağlık üzerinde negatif sonuçlar doğurabiliyor. Bağırsaklarımızda yaşayan mikrobiyota beyin fonksiyonları ve ruh hali üzerinde önemli bir etkiye sahip. Çünkü bağırsak mikrobiyotası, nörotransmitterlerin üretimini ve bağışıklık sistemini etkileyerek beyinle iletişim kuruyor. Bağırsak mikrobiyotası, gastrointestinal sistem ile merkezi sinir sistemi arasında çift yönlü bir iletişim ağı olan bağırsak-beyin ekseni aracılığıyla ruh sağlığında hayati bir rol oynuyor.” cümlelerini dile getirdi.
Kaynak: TRT Haber
Comentários