Dünyanın En Acı Maddesi: Mantar..

Almanya’da yürütülen çarpıcı bir araştırma, insan tat alma sistemine dair ezberleri bozdu. Bilim insanları, Amaropostia stiptica adlı mantar türünden elde edilen kimyasal bileşiklerin, şimdiye kadar keşfedilmiş en acı maddeleri barındırdığını ortaya koydu.

Araştırmanın merkezinde, Leibniz Gıda Sistemleri Biyolojisi Enstitüsü yer alıyor. Burada görev yapan gıda bilimcileri, özellikle “oligoporin D” adı verilen bir bileşiğin, insan dilindeki acı tat reseptörleri üzerinde olağanüstü bir etki yarattığını belirledi.

Oligoporin D’nin gücü yalnızca içerdiği acılıkta değil, aynı zamanda etkisinin yayılma kapasitesinde gizli. Araştırmaya göre bir gramı 106 küvet su içinde bile acılığını kaybetmediği belirlendi.

Bu buluş, yalnızca kimyasal bir keşif değil; insanın tat alma duyusunun sınırlarını da yeniden tanımlıyor. Şimdiye dek çiçekli bitkilerden ya da sentetik kaynaklardan elde edilen bileşikler acı tatla ilişkilendirilmişti. Mantar, hayvan ya da bakteriyel kökenli acı maddelere dair bilgiler ise oldukça sınırlıydı.

Sadece Ağızla Tat Almıyoruz!

İnsanların binlerce farklı acı bileşiğe karşı duyarlı olduğu biliniyor. Ancak bu bileşiklerin büyük kısmı çiçekli bitkiler veya sentetik kaynaklardan elde ediliyor. Mantar, hayvan veya bakteriyel kökenli doğal acı bileşikler hakkında ise veri oldukça kısıtlı.

Araştırmacılar, acı tat algısının evrimsel kökenlerini daha iyi anlamak ve bu konuda daha doğru tahmin modelleri geliştirebilmek için farklı kaynaklardan gelen acı bileşiklere yönelik kapsamlı veri koleksiyonlarının bir hayli önemli olduğu belirtildi.

Leibniz Enstitüsü araştırmacılarından Maik Behrens,

“Ne kadar çok acı bileşik ve reseptör varyantı hakkında bilgi sahibi olursak, acı tat algısına dair öngörülerimiz de o kadar isabetli olur. Bu çalışma, doğal acı bileşiklerin moleküler çeşitliliğine ışık tutuyor.”

Her Acı Zehirli Değil!

Araştırmanın bir diğer önemli noktası ise acı tatla zehirlilik arasındaki karmaşık ilişkiye işaret ediyor. Evrimsel açıdan acı tat, potansiyel olarak zararlı maddelerden korunmak için gelişmiş bir mekanizma olarak değerlendirilse de, her acı maddenin zehirli olmadığı; benzer şekilde bazı tehlikeli maddelerin de acı tat bırakmadığı aşikar.

Yeni bulgular, yalnızca gıda bilimi açısından değil; tıp, farmakoloji ve sinir bilim gibi pek çok alanda önemli etkiler doğurabilir. Oligoporin D ve benzeri bileşiklere yönelik araştırmaların derinleşmesiyle, tat alma duyusunun evrimsel geçmişi ve vücut içindeki olası görevleri daha net anlaşılması bekleniyor.

Kaynak: Cumhuriyet