top of page

Ankara'da Zamanı Hatırlatan Sergi!

Ankara bu Nisan’da yalnızca baharın değil, hafızanın da filizlendiği bir kent. Kimi çocukluğa uzanıyor, kimi toplumsal travmalara, kimi ise Cumhuriyet’in çok katmanlı tarihine dokunuyor. Şehrin dört ayrı noktasında kapılarını açan sergiler, bireysel ve kolektif belleği sanatın diliyle konuşuyor. Duygular, imgeler ve sessizliklerle örülü bu yolculuk, izleyicileri geçmiş ile şimdi, hatırlamak ile unutmak arasında kurulan görünmez köprülerde yürütüyor.

İlk durak, 14 Nisan’da Zülfü Livaneli Kültür Merkezi’nde açılacak olan “Zamanın Kanatları” illüstrasyon sergisi. 30 Nisan’a dek izlenebilecek bu özel seçki, sanatçının çocukluk anılarından doğaya, kitaplara ve sokak oyunlarına uzanan hafıza haritasını gözler önüne seriyor. Sergi, göçmen kuşların ritmine benzer bir duygusallıkla, geçmişin huzuruyla bugünün kaygılarını iç içe geçiriyor. Özellikle iklim krizinin yarattığı kırılganlıkla, çocukluğun temiz algısı arasındaki çatışma, izleyiciyi sessiz bir farkındalığa çağırıyor.


Melankoli ve Unutuşun İki Yüzü


11 Nisan’da Fikret Otyam Sanat Merkezi’nde açılacak iki sergi ise duygusal yoğunluğu ve düşünsel derinliğiyle dikkat çekiyor. Havva Altun’un “Bir Gözyaşı Entelektüel Bir Şeydir” başlıklı sergisi, adını William Blake’in The Grey Monk şiirinden alıyor. Yalnızca siyah beyaz sulu boya çalışmalardan oluşan bu sergi, sanat tarihinden esinle şekillenmiş imgeleri kişisel bir melankoli süzgecinden geçirerek yeniden kuruyor.


Aynı mekânda yer alan Tansel Çeber’in “Şimdinin İzinde” başlıklı çalışması ise bambaşka bir bellek alanına odaklanıyor. Bastırılmış ya da silinmiş toplumsal izlerin peşine düşen bu sergi, unutmanın anatomisini sergiliyor adeta. Televizyon ekranlarından akan haberlerin, hızlıca silinip giden travmaların ve yarım kalan yasların izini süren eserler, hafızanın bedensel bir yankı gibi mekânda nasıl var olabileceğini sorguluyor.


Başkentten Bir Hafıza Katmanı Daha!


8 Nisan’da Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi Andrey Karlov Sergi Salonu’nda açılan “Ankara’nın Ruhları”, Cumhuriyet’in tarihine sulu boya tekniğiyle ışık tutan özel bir sergi. 16 Nisan’a kadar görülebilecek bu seçki, sanatçının yedi yıllık çalışmasının ürünü. Hititlerden Osmanlı’ya, oradan Cumhuriyet’e uzanan tarihsel süreklilik, suluboyanın şeffaf ve katmanlı yapısıyla adeta bir görsel belleğe dönüşüyor. Bu eserlerde yalnızca tarih yok; aynı zamanda başkentin taşıdığı kimlik, aidiyet ve geleceğe dair umut da yer alıyor.


Sanat, Hatırlamanın En Sessiz Yolu


Nisan ayı boyunca Ankara’da açılan bu dört sergi, yalnızca sanat üretimi değil, aynı zamanda düşünsel bir davet niteliğinde. Her biri kendi diliyle geçmişi sorguluyor, şimdiyi anlamlandırıyor, geleceğe dair sorular bırakıyor. Sanatın unutuşa karşı bir direnç alanı olduğuna yeniden dikkat çeken bu anlatılar, izleyicileri yalnızca bakmaya değil; hatırlamaya, hissetmeye ve anlamaya çağırıyor.


Kaynak: Cumhuriyet


Comments


bottom of page